O nesil ki, “Giden ağam gelen paşam” demeyecek.
O nesil ki, “Genel başkana hatta lidere itaati” kula kulluk etmek gibi anlamayacak.
O nesil ki, Saygıyla hesap sormasını, şerefiyle hesap vermesini bilecek.
O nesil ki, Siyası makamlar için harekete özgü kavramları iğfal etmeyecek, gerçekleri
çarpıtmayacak, koltuk sahiplerine kölelik etmeyecek.
O nesil ki, Şehit ve gazi ağabeylerinin bıraktığı kahramanlık mirasını sahte kabadayılık
düzeyine düşürmeyecek.
O nesil ki, Süsünü bitirim görüntülerde değil, bilgide ve kültürde arayacak.
O nesil ki, Zayıfın karşısında buğday başağı gibi zarif ve narin duracak, güçlünün karşısında
Tanrı Dağı gibi dik.
O nesil ki, Yüce Kuran’ın Fetih Suresinde tarif ettiği peygamberler peygamberi ile onun
değerli arkadaşları gibi; kendisine düşmanlık edene karşı sert, kendisinden
olanlara karşı mülayim olacak.
O nesil ki, Tevazu ile yılışıklığı, vakar ile kibri karıştırmayacak.
O nesil ki, İzzet-i nefsini koruyacak ama bunu yaparken kimseye çirkin görünmeyecek.
O nesil ki, Kendini güçlü göstermeye çalışırken, korku ve tiksinti uyandırmayacak.
O nesil ki, Kursağından haram lokma geçmesindense ölmeyi tercih edecek, sadece yetimin
ve mazlumun hakkında değil, aynı zamanda eğer var ise zalimin bile hakkına
saygılı olacak.
O nesil ki, Yüreğindeki ne ise dilindeki de o olacak, inanmadığını söylemeyecek.
O nesil ki, Büyük laflar edip, küçük hayatlar sürmeyecek.
O nesil ki, Olduğu gibi görünecek, göründüğü gibi olacak.
BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ