1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapılmasının en büyük nedeni, Rum militanların Türkler'e karşı yaptıkları mezalim ve katliamlardır.
Rumlar, savunmasız ve silahsız Kıbrıslı Türkler'e, kuduz itler gibi saldırıyorlardı. Gördükleri savunmasız Türkler'i (özellikle kadın ve çocukları) acımadan katlediyorlardı. Rumlar birçok Türk yerleşme merkezine baskın düzenlediler. Baskına uğrayan yerlerden Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerinde, bozkurdun Türk kültüründeki önemini gözler önüne seren bir olay cereyan etmiştir.
Adı geçen Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerindeki Türk cesetleri tanınmaz durumdaydı. Cesetlerin Türkler'e ait olup olmadığı belirlenemiyordu. Birleşmiş Milletler'in yetkilileri, cesetler kısmen çürümüş ve bozulmuş olduğu için, sünnetli olmalarını Türk olmalarının kanıtı olarak kabul etmedi. Ama çocuk cesetlerinin kemer tokalarında bozkurt tasviri vardı. İşte bu bozkurtlu kemer tokalarını gören Birleşmiş Milletler'in yetkilileri hemen cesetlerin Türk cesedi olduğu raporunu verdiler.
Dikkat edin ! Bizim kanımızdan, kültürümüzden olmayan kişiler bile Türklüğün en büyük kanıtı olarak Bozkurt'u görüyorlar. Sünnetli olmak bile Türklük için yeterli bir belirti sayılmazken Bozkurt, Türk olmanın birinci kanıtı derecesine yükseliyor.
Bozkurt, Türklüğün en başta gelen simgesidir. Bu yüzyıllar önce de böyle idi, bugün de böyle. Ancak, içimizde aydın geçinen birtakım şahsiyetler onu Türk kültür ve tarihinden silmeye çalışırken Avrupalı, Bozkurt'un Türk kültüründeki yerinin bilincinde olduğunu gösteriyor. Aydın olmayan aydınlarımız bundan bir ders alabilse...