Kürşad Ergenekon
| Konu: SANA yakışmak isterdik Paz Mart 22, 2009 4:05 pm | |
|
Lafımın dostusunuz, çilemin yabancısı
Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı." (Necip Fazıl)
Issızda yakarışların yankılanır da, fezada bir çift muzdarip el daha bilmem kanatlanır mı? Rahmet çağlarken el'an gözlerinden art arda, bari bir haldaş çıkar da yüreği ıslar mı? Bağışla, Efendim, sana yakışmak isterdik...
"Yolcu benmişim gibi,
Bir gemi demir aldı.
Ey her yerin garibi,
Vatan ırakta kaldı." (Necip Fazıl)
Yalnızlık gurbette hepten zor, zordan da öte bir zor! Çilede yalnızlık, elde değil, sinedeki kor... Anlamadan sevenler, bilmeden hakaret edenler... Çileden nasibi yok, aşka istidatsız benler...
Bağışla, Efendim, sana yakışmak isterdik...
"Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur:
Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur." (Necip Fazıl)
İnciten yüreğini, bilirim, taşlar değil, dostun gülüdür. Ya taşı dost atarsa, bu, ölümden önce ölümdür. Mahzun Nebi'nin dertli varisi... Ağlayan mı, gülen mi? Ağlayan bizimle mi ağlar, bizim yüzümüzden mi? Sevenler bizimle mi sever, yoksa bize rağmen mi? Efendim, sana yakışmak isterdik...
…
Bağışla, Efendim!
Perişan hâlimizle bir serzeniştir bu. Derdi dert edinmeye davet, kendimizi kendimize şikâyettir bu. Gamsızın harcı değil ki; ötelerden gelen bir mesuliyettir bu... "Rabbim, yolunda büyütsün, yolunda yürütsün, yolunda çürütsün."
Nefis putu, rahat tutkusu göz açıp kapayıncaya kadar dahi fırsat bulamasın da ölsün.
…
Bağışla, Efendim!
Ümidimiz senden yine: "Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene." Yazın yeşil tonları çekilince mekândan, Her yanda bir vaveyla.. sitem var yaşanandan. | |
|