Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez
Milliyetçilik; reaksiyon değil, aksiyondur. Dinamiktir.
DALINDAN KOPAN YAPRAĞIN AKIBETİNİ RÜZGAR TAYİN EDER.
TÜRKLÜK bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.
Mülkiyetin;başkalarını sömürme, ezme aracı olarak kullanılmasına karşıyız.
Milliyetçilik ülküsü, ideolojisi her türlü sınıf sistemlerine karşıdır.
Fikir, iman, ülkü aşkı ... İnsanları güçlü yapan bunlardır.
Devletleştirme, her şeyin devlet emrine, yani devletin başındaki kişilere verilmesidir.
Biz ne başkalarına uşaklık etmek, nede başkalarını uşak olarak kullanmak istemeyiz.
Taklitçilik bir nevi hırsızlıktır.
Dokuz Işık Doktrini, derin bir insan sevgisi ve insan haysiyetine saygı ile bağlı olma isteğini içerisinde taşır.
İnsanlık aleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir.
Dokuz ışık demek, Türk ülküsü demektir.
Türk Töresi, Türk Ülküsünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.
Ahlakçılık anlayışımız, Türk Ahlakı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.
İslamiyet’i ele alıp Türklüğü inkar etmek ihanettir. Bunun terside aynı derecede gaflet ve ihanettir.
Türkün en önemli vasfı teşkilatçılığıdır.
Kendi planımıza tabi olacağız. Düşmanlarımızı, yari Türk milletinin düşmanlarını planımıza tabi kılacağız, tabi edeceğiz.
İnsanlar,; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye aşağılanmaya asla müsaade, müsamaha ekmezler.
Her şahıs, her kişi, düşmanlarımıza karşı canlı bir propaganda vasıtası olmak zorundadır.
Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin.
Başbuğ Alparslan Türkeş’in Sözleri:
Ben Türk Milletini,
Sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, Rüşvet ve hile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, Ahlâhtan mahrum bir hürriyete, tefecilige, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum.
Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, ALLAH YOLU'na çağırıyorum. Modern medeniyetin en ön safına ğeçmek üzere sıçramaya çağırıyorum.
Sizlere kolay bir başarı, vaad ediyorum. Kısa zamanda bir iktidar umanlar bizimle yola çıkmasınlar. Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karşınıza menfaat teklifleri, tehditler ve daha bir yığın engel çıkacaktır. Bu çetin yolda dayanabilecekler, bizimle gelsinler. Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar kafilemize katılsınlar.
Biz Türkiye’de fikir, ruh ve beden sağlığı tam, fikri hür, ezilmeyen ve ezmeye hevesli olmayan yüksek bir iradeye sahip, devletin ve milletin sorumluluğunu taşımaya hazırlanan, nefsine güveni olan bir gençlik istiyoruz.
Biz Türkiye’de fikir, ruh ve beden sağlığı tam, fikri hür, vicdanı hür, ezilmeyen ve ezmeye hevesli olmayan yüksek bir iradeye sahip, devletin ve milletin geleceğinin sorumluluğunu taşımaya hazırlanan, nefsine güveni olan bir gençlik istiyoruz.
Türk milleti bölünmez, kutsal bir bütündür. Hangi partiden olursa olsun veya partisiz bulunsun, her vatandaşın refahını, hürriyetini, şerefini korumayı ve sağlamayı bu milletin bir ferdi olarak namus borcu saymaktayız.
Türk vakurdur, kişi olarak, Bozkurt olarak bu olgunluğu elde etmelisiniz, insanca vasıflarla varlığınızı süslemezseniz, memlekete beklenen faydayı veremezsiniz. Parasız hasta muayene etmeyen doktordan, çimento çalan mühendisşerden olursunuz.
Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.
Türkiye’nin bugünkü sınırları dışında kalan diğer Türklerle ilgilenmek ve onların faydasına, kurtuluş ve selâmeti için elden geleni yapmaya çalışmak her Türk milliyetçisinin kutlu bir vazifesidir.
Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.
Mücadelemiz her ne pahasına olursa olsun, siyasi kazanç mücadelesi değil, ahlâk ve fazilet mücadelesidir. Bu mücadelenin karakteri yıkıcı değil, yapıcı olmaktır. Bu şerefli mücadeleye Türk milletini davet ederim.
Türk Milletine Bizans‘dan geçme bir Hastalık vardır. Gevşeklik, lâubalilik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, birbirini beğenmemek, sır saklayamamak, rastgele lâf söylemek...
Bu hastalık sizde de var. Bu hastalığı tedavi etmeniz lâzımdır. Bu hastalığı tedavi edmezseniz, kendinize yol seçiniz. Milliyetçi Hareket’te bir saniye daha fazla kalmayınız. Benimle dava arkadaşlığı edecekseniz, her şeyden önce vasıflı Türk olmaya mecbursunuz.
Türk Milletini batıran, Bizans’ı batıran, Osmanlı İmparatorluğunu batıran hastalık budur.
Türk milliyetçılıği meşru savunma, yüksek insanlık duyğuları ve Türk Milletinin kendi tabii haklarının savunulması, korunması duyğusu ve iradesinin, şuurunun bir ifadesidir."
"Biz aziz milletimize müreffah, kuvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt ediyoruz; kendimizi millete adıyoruz.Ve Türklük yoluna başlarımızı koyuyoruz."
"Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir."
"Milletler arasındaki mücadele şuurundan mahrum olan toplumlar başkasının boyunduruğu altına düşerler."
Milletler, yabancı kuvvetlerin ordularınca yok edilmeden önce manevi ve fikri güçleri tarafından esaret altına alınırlar."
Türk aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."
"Türkiye'nin yükselişi ithal fikirle olmaz. Hiç bir yabancı, Türkün menfaatlerini Türk Milletinin kendisi kadar düşünemez."
"Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür."
"Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş."
"Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır."
__________________