Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaÜlkücü AlemiLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Meclis-i Mebusan ve Misak- Milli

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kürşad
Ergenekon
Ergenekon
Kürşad



Meclis-i Mebusan ve Misak- Milli Empty
MesajKonu: Meclis-i Mebusan ve Misak- Milli   Meclis-i Mebusan ve Misak- Milli EmptyPaz Mart 22, 2009 7:37 pm

Meclis-İ Mebusan'ın İstanbul'da Toplanması Ve Misak-I Millî'yi Kabul Etmesi

Meclis-i Mebusan seçimlerin yapılmasını müteakiben 12 Ocak 1920'de İstanbul'da açıldı. Meclis çalışmaları bir süre geçici başkanlar eliyle yönetildikten sonra Saray'ın adayı olan Reşat Hikmet Bey başkanlığa seçildi. Onun ölümü üzerine de bu göreve Celalettin Arif Bey getirildi. Meclis-i Mebusan, üzerindeki her türlü baskıya rağmen Türk milletine yaraşan bir meclis olduğunu gösterdi ve 28 Ocak 1920'deki gizli oturumunda Misak-i Millî'yi (Millî Ant) kabul etti. 17 Şubattaki açık oturumunda da basında yayınlanmasını ve yabancı parlamentolara bildirilmesini kararlaştırdı. Mecliste Mustafa Kemal Paşa'nın isteği doğrultusunda bir Müdafaa-i Hukuk Grubu kurulamamış, onun yerine Felah-ı Vatan adıyla bir grup kurulmuştu. 7 Şubatta kurulan grup 80 kadar mensubuyla 140 üyeli meclisin üçte ikisini oluşturmaktaydı.

Misak-i Millî Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlara dayanıyordu. Türk milletinin tam bağımsızlık bilincini aksettirmekte,ekonomik gelişmesini engelleyen tüm kısıtlamaları reddetmekteydi. Razı olabileceğimiz aşgari şartları icerdiğinden bir barış programı özelliği tayımaktaydı. Her türlü tehdit ve baskı altındaki bir meclisin gururu saydığımız Misâk-i Millî'de ileri sürülen şartlar şöyleydi:

1. Osmanlı Devleti'nin yalnızca Arap çoğunluğu bulunan ve 30 Ekim 1918 tarihli mütarekenin (Mondros) imzası dışında düşman işgali altında kalan bölgelerin geleceği halkın özgür oyuyla saptanmalıdır. Mütareke sınırları içinde Osmanlı İslam çoğunluğunun oturduğu bölgelerin tamamı ayrılmaz bir bütündür.
2. Halkı özgür kalır kalmaz anavatana kendi oylarıyla katılan üç sancakta (Kars-Ardahan-Batum) gerekirse tekrar halkoyuna başvurulmasını kabul ederiz.
3. Türkiye ile yapılacak barışa bırakılan Batı Trakya'nın hukukî durumu özgürce yapılacak halkoyuyla belirlenmelidir.
4. İstanbul ve Marmara Denizi'nin güvenliği korunmalıdır. Bu şartla Boğazların dünya ticaretine ve ulaşımına açılması hakkında bizimle diğer bütün ilgili devletlerin oybirliği ile verecekleri karar geçerlidir.

5. Azınlıkların hakları, civar ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanmaları şartı ile garanti edilecektir.
6. Millî ve ekonomik gelişmemizi sağlamak ve işleri daha çağdaş bir yöntemle yürütebilmek için her devlet gibi bizim de tam bir bağımsızlık ve serbestliğe ihtiyacımız vardır. Bu nedenle siyasî adlî ve malî gelişmemizi önleyecek sınırlamalara karşıyız. Borçlarımızın ödenme şekli de bu esasa aykırı olamaz.
Görüldüğü gibi Misak-i Millî Mustafa Kemal Paşa'nın öteden beri ileri sürdüğü ve savunduğu fikirlerden oluşmuştu. Dolayısıyla Meclis-i Mebusan'ın bu belgeyi kabul etmesi,Osmanlı Meclisi'nin Anadolu'nun görüşlerini onaylaması anlamına gelmekteydi. Ayrıca Misak-i Millî'de öngörülen hedeflere hangi yolla varılacağının belirtilmemesi Mustafa Kemal Paşa'ya hareket serbestisi kazandırmıştı. Yine daha önce Mustafa Kemal PaşaInın askerlik mesleğinden çıkarılmasına taşıdığı nişan ve madalyaların geri alınmasına dair padişah iradesi kaldırılmıştı.

3 Şubat'ta çıkarılan yeni bir irade ile yargı kararına dayanmayan bu idari işlem geçersiz sayılarak Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik mesleğinden çıkarılmadığı kendisinin ayrıldığı kabul edilmiş nişan ve madalyaları geri verilmişti. Bunlar Millî Mücadele yanlıları açısından önemli kazançlardı. Buna karşılık İtilaf devletleri meclisin İstanbul'dra toplanmasıyla padişah ve hükümetin Anadolu'ya egemen olacağını sandıklarından Misak-i Millî'yi şaşkınlık ve öfkeyle karşılamışlardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Meclis-i Mebusan ve Misak- Milli
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Türk Tarihi , Türk Dünyası , Türk Edebiyatı Ve Kültürü :: Kurtuluş Savaşımız-
Buraya geçin: